İyiliğin Ardından Gelen Sınav
Bir zamanlar salih bir zat vardı. O, oldukça cömert bir insandı. Elindeki her şeyi muhtaçlara dağıttığı gibi, yardım isteyen fakirler olduğunda, onlara kendisinden bahsetmeden başkalarından borç alıp, bu parayı onların hizmetine sunmaktan çekinmezdi.
Bir gün bu zat hastalanarak yatağa düştü. Hastalığı giderek ağırlaşmaya başladı. Bunu duyan alacaklılar, onun ölüm döşeğinde olduğunu düşünerek yanına geldiler.\
Salih zat, bu durumu son derece utanç verici buldu. Asık suratlı, sıkıntılı insanların etrafında bulunmak onu çok huzursuz etti. Bir şeyler söylemek istedi fakat, "bize para lazım, nasihat değil" diyerek susturuldu.
Bu sırada dışarıdan helva satan bir çocuğun sesi duyuldu. Salih zat, bir adamına seslenerek bu helvaları satın almasını ve ziyaretçilere ikram etmesini istedi. Görevli, çocuğun tepsisindeki tüm helvaları aldı ve gelenlere dağıttı.
Herkes somurtkan yüzlerle helvaları yemeye başladı. Çocuk, helvaların parasını almak için geri döndü. Salih zat,
- Evlat, bunları bana borç olarak yazar mısın? dedi. Çocuk, tek kelime etmeden dışarı çıktı, 50-100 metre ileride bir ağacın altına oturup sessizce ağlamaya başladı.
Şehrin valisi oradan geçerken çocuğu gördü, yanına yaklaşıp başını okşadı ve neden ağladığını sordu. Çocuk olup biteni anlattı, ama ben edebimden orada bir şey söyleyemedim dedi.
- "Ben bunları zaten borç olarak almıştım, nasıl ödeyeceğim? Evime nasıl para götüreceğim?" diye ağladım. Vali, hasta yatan salih zatı yakından tanıyordu. Çocuğun borcunu ödedi.
Ona içi altın dolu yedi sekiz kese verdi ve gidip o salih zata vermesini söyledi. Altınlar eve ulaşınca alacaklıların yüzü güldü. Herkes alacağını aldı. Ancak paranın bu kadar aniden gelmesine bir anlam veremediler. Salih zat şunları söyledi: "Ben sıkıntı içindeydim. Siz de sıkıntı içindeydiniz. Buna bir de çocuğun üzüntüsü eklendi. Çocuğun edebi, tek kelime etmeden gitmesi, durumu çözdü. Allahü teâlâ o masumun ihlası ve edebi hürmetine sıkıntıları giderdi. İmtihanı kazanan masum oldu."
Alacaklılar, utanıp paraları tekrar vermek istediler, ama kabul etmedi.
-
İnsan, iyilik yaptığı zaman samimiyetinin anlaşılması için sürekli olarak testlerden geçer. Hatta yaptığı iyiliklerin kıymetini fark etmeyebilir. Eğer sabredilirse, iyiliğinin karşılığını kat kat alır. Sizler bir iyilik yaptınız, ama sabredemediniz. Eşyaların gerçeği anlaşıldıktan sonra pişman oldunuz, dedi.
Tepkiniz Nedir?